ARAÇ KREDİLERİ
İstanbul
07 Temmuz, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    39.91
  • EURO
    47.04
  • ALTIN
    4274.4
  • BIST
    10.276
  • BTC
    108031.65$

Maraş dondurmasına sahip çıkma zamanı

05 Temmuz 2025, Cumartesi 14:26
Maraş dondurmasına sahip çıkma zamanı

Her gün yeni bir tartışmayla gündeme gelen Gaziantep ve Kahramanmaraş arasındaki “lezzet rekabeti”, artık ekonomik ve kültürel sahiplenme boyutuna ulaştı. Dünyanın tanıdığı, tescilli “Maraş Dondurması” markası, her geçen gün daha fazla sahiplenilmek isteniyor. Ancak bu sahiplenme, üretimle ya da kaliteyle değil, isimle, tabela ve zihin manipülasyonuyla yapılıyor.

 

Gaziantep’te bir esnaf, Maraş Dondurması adı altında üretim yaparken bir yandan da “merdiven altı dondurmalara aldanmayın” çağrısı yapıyor.

***

Peki bu nasıl bir çelişki?

Hem “Maraş dondurması almayın, kötüdür” deniliyor, hem de kendi ürünlerine “Maraş Dondurması” etiketi yapıştırılıyor. Bu, tüketiciyi yanıltmakla kalmıyor, Kahramanmaraş’ın kültürel mirasına da açık bir saldırı anlamına geliyor.

***

Peki, Fatma Şahin bu konuda ne yapması lazım?

Bu olayın arka planına baktığımızda, gözler ister istemez Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e çevriliyor. Çünkü bu kadar hassas bir meselede Sayın Şahin’in sessiz kalması, kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor.

 

Kahramanmaraş ile Gaziantep arasında kültürel ve gastronomik değerler üzerinden son zamanlarda yaşanan bu gerilim, ister istemez “Acaba içten içe bir rekabet ya da gerilim mi var?” sorusunu akıllara getiriyor.

 

Fatma Hanım’ın bu konuya dair sessizliği sürdürmesi yerine, özür niteliğinde bir ziyaretle Kahramanmaraş’a gelmesi hem kamuoyunu rahatlatacak hem de iki şehir arasındaki dostane ilişkilerin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayacaktır.

 

Elbette biz Gaziantep’i, halkını ve esnafını severiz. Ancak sevgi, eleştiriyi de gerektirir. Bu olayda yapılan haksızlığın kabul edilmesi ve Kahramanmaraş halkından açıkça özür dilenmesi gerekiyor. Çünkü kültürel değerler paylaşılır ama sömürülmez. Sessizlik değil, açıklık şeffaflık getirir. Aksi takdirde bu suskunluk, şehirler arasında telafisi zor bir kırgınlığa dönüşebilir.

***

Kimse Gaziantep’te dondurma üretmesin demiyor

Elbette üretebilirler. Ama bu üretim kendi markalarıyla, kendi şehirlerine özgü bir tat ve anlatıyla olmalı. Kahramanmaraş’a yetkililerle görüşmek için uğramamış, bu şehrin dondurmacılık geleneğini yerinde görmemiş biri, nasıl olur da “Maraş Dondurması” üretme hakkını kendinde bulur?

 

Asıl sorun ise sessizlikte

Kahramanmaraşlılar markaya emek vermiş ustalar ve şehrin ileri gelenleri bu sessizliğe devam ettiği sürece, bu tür hak gaspları artarak sürecek. Bugün “dondurma” diyenler, yarın “biber bizim”, “tarhana bizim”, “cevizli sucuk bizim” demeye başlarsa şaşırmayın. Bu sadece bir rekabet değil, kültürel mirasa karşı sistematik bir aşındırma hareketidir.

 

Ancak bu noktada önemli bir ismi anmak gerekir: Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Buluntu. Sessiz kalmayanlardan biri olarak hemen yasal yollara başvurdu, kamuoyunu net bir şekilde bilgilendirdi ve Maraş markasına sahip çıktı. Sayın Buluntu’nun bu net duruşu, şehrin marka değerinin korunması açısından son derece kıymetlidir. Bu tavır, diğer kurum ve yetkililere de örnek olmalıdır. 

***

Peki, bu durumda dondurma sadece KMTSO’nun mu?

Elbette hayır. Kahramanmaraş Dondurması, tüm şehrin ortak mirasıdır. Bu süreçte yalnızca Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Buluntu'nun ses yükseltmesinin yanı sıra şehrin tüm kurumları, markaları, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri bu konuda birlikte hareket etmeli; Buluntu’yu yalnız bırakmamalıdır.

 

Dondurma Üreticilerimiz Neden Sessiz?

Dünyaca tanınan bir marka haline gelen Mado, Kahramanmaraş’ın adını ve eşsiz dondurmasını tüm dünyaya duyurdu. Böylesine güçlü bir markanın, Maraş Dondurmasına yönelik açık bir saygısızlık karşısında sessiz kalması ve diğer üreticilerle bir araya gelmesi gerekiyor.

 

Kahramanmaraş’ın asırlık mirasını ve emeğini hedef alan bu tür söylemler karşısında sadece Mado değil, tüm dondurma üreticilerinin ortak bir sesle tepki vermesi gerekmez mi?

 

Sessiz kalmak, bazen onaylamaktan daha tehlikelidir. Çünkü sessizlik, çoğu zaman tarafsızlık değil, tavırsızlıktır. Ve unutulmamalıdır ki; sessiz kalan, sessizliğiyle gömülür.

 

***

Türkiye’de hak çalmak öyle kolaylaştı ki;

 Sınır tanımaya bile gerek kalmadı. Marka tescilleri, coğrafi işaretler, geleneksel üretim teknikleri artık kâğıt üstünde birer detaydan ibaret. Gerçek mücadele, kamuoyunu bilgilendirmekle ve sahayı sahiplenmekle başlar. Eğer Kahramanmaraş, “bizimdir” diyemezse, yarın başkaları o “bizim” olanı elinizden alır.

 

Ayrıca Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre “markayı ilk kullananın hakkı vardır.” Bu noktada köklü üreticilerin hem hukuki hem kültürel olarak bu değere sahip çıkma sorumluluğu da vardır.

 

Kahramanmaraş’ın bu suskunluğu, sadece bir ürünün değil, şehrin kültürel hafızasının silinmesi anlamına gelir. Bugün bu sahaya güçlü şekilde çıkılırsa, yalnızca bir ürün değil, bir kent onuru da korunmuş olur. Unutmayın: Tabela dondurması geçer gider; ama aslı, özü ve geleneği yaşatmak irade ister.

 

Ve o irade, artık susmamalı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum